Ulusal Saraylar Fotoğraf Müzesi, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi.

Yakın vakitte onarımı tamamlanan ve çağdaş sergileme kriterlerine nazaran tefriş edilen müze, 11 bin metrekarelik kapalı alanda düzenlenen 34 salon ve 553 yapıtla kültür-sanat hayatının yeni merkezi olmaya aday.

SULTAN ABDÜLMECİD DEVRİNDE YAPILDI

Sultan Abdülmecid tarafından 1856’da “Veliahd Dairesi” olarak inşa ettirilen İstanbul Beşiktaş’taki yeri sanatseverlere açan müze, özgün onarım, ihtimamlı teşhir ve tefrişiyle alanında eşsiz bir nitelik kazandı.

Fotoğraf Müzesi’nin 16 ile 20. yüzyılı kapsayan koleksiyonu, padişah portreleri, tarihi bahisli kompozisyonlar, oryantalist eserler, tabiat ve kent görünümleri ile natürmort üzere birçok mevzuyu içeriyor.

KOLEKSİYONDA YAPITLARI OLAN RESSAMLAR

Müze, Osmanlı saray fotoğrafının tek temsilcisi olması bakımından da farklı bir ehemmiyet taşıyor.

Koleksiyon tıpkı vakitte Konstantin Kapıdağlı, Rupen Manas, Stanislaw Chlebowski, Fausto Zonaro, Ivan Ayvazovski, Pierre Desire Guillemet, Eugene Fromentin, Stefano Ussi, Felix-Auguste Clement, Şeker Ahmed Paşa, Osman Hamdi Beyefendi, Şevket Dağ ve Abdülmecid Efendi üzere ressamların yapıtlarını barındırıyor.

“OSMANLI SARAY RESİMİNİN TEK TEMSİLCİSİ”

Ulusal Saraylar Fotoğraf Müzesi Müdürü Gülsen Sevinç Kaya, müzenin Osmanlı saray fotoğrafının tek temsilcisi olması bakımından başka bir değer taşıdığını söyledi.

Müzede 34 tane tematik kısım olduğunu lisana getiren Kaya, kimileri bilinen lakin yeteri kadar irdelenmemiş, tahminen yalnızca önünden geçilmiş yapıtları, tematik bütünlük altında yesyeni bir bakış açısıyla sunduklarını belirtti.

Kaya, müzede yerden çok tabloları öne çıkartmayı istediklerini kaydederek, “Müzecilik manasında özgün bir çalışma yapıldı ve ziyaretçilerin bu manada ilgisini çekiyor. Bilhassa aydınlatma sistemi, çerçeveleme ve düzenleme konusunda yenilikçi bir müze tasarlandı. Bunun yanında yerin tarihi yapısından gelen tavan fotoğraflarından pahalı olanları da aydınlatma sistemiyle ziyaretçilerimizin seyrine sunduk.” dedi.

Ulusal Saraylar Fotoğraf Müzesi, ziyaretçilerini bekliyor FOTO GALERi

“ZİYARETÇİLER İÇİN REHBER NİTELİĞİ TAŞIYOR”

Fotoğraf Müzesi koleksiyonunun, Topkapı Sarayı depolarında koruma edilen tabloların Ulusal Saraylar envanterine dahil edilmesiyle daha da zenginleştiğine dikkati çeken Kaya, şöyle devam etti:

“Topkapı Sarayı’ndan Fotoğraf Müzesi’ne nakledilen tabloların onarımına yönelik atölye kuruldu. Yapıtların onarım öncesi, basamakları ve onarım sonrası durumları belgelendi. Çalışmalar kapsamında, Tablo Onarım Atölyesi 199, Altın Varak Atölyesi 104, Cilt ve Kağıt Onarım Atölyesi 34 yapıtı kültür hayatına kazandırdı.

Yapıtlara yönelik envanter çalışmaları da titizlikle yürütüldü. Eser bilgileri, kondisyon durumları ve hareketleri kayıt altına alınarak, dijital sisteme aktarıldı. Fotoğraf Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak yapıtlarla ilgili bir kitap da hazırlandı. Müzeyi, tematik kısımlarını ve yapıtları tanıtan kitap, ziyaretçiler için rehber niteliği taşıyor.”

“DAHA ANLAŞILIR HALE GELDİ”

Kaya, Ulusal Saraylar Fotoğraf Müzesi ile envanterindeki birbirinden bedelli yapıtların tek bir yerde bir ortaya getirilmesinin çok pahalı olduğunu belirterek, “Çoğu vakit ziyaretçiler tabloları anlamadan geçiyorlardı. Fausto Zonaro’nun yapıtı bir yerde, bir padişah portresi öbür bir yerde oluyordu. Lakin şu anda bu eserler kimliğine kavuştular diyebiliriz. Zira hakikat biçimde düzenlendiler. Padişah portreleri bir yerde, Türk ressamlar için farklı odalar ya da bilhassa fetih bahisli odalar üzere tematik odalarımızda daha anlaşılır hale geldi.” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ORYANTALİST TABLOSUNA SAHİP

Gülsen Sevinç Kaya, müzenin Türkiye’nin en büyük oryantalist tablosuna mesken sahipliği yaptığını, Fransız ressam Felix-Auguste Clement’in “Çölde Av” ismiyle tanınan tablosunun müze ortamında birinci kez ziyaretçiyle buluştuğunu anlattı.

Kaya, 2019 yılında Said Halim Paşa Yalısı’ndan başarılı bir operasyonla Fotoğraf Müzesi’ne nakledilen, Osmanlı ile Mısır ortasındaki toplumsal ve kültürel alakalara dair ipuçları barındıran 1865 tarihli tablonun da 35 metrekarelik ebadıyla görenlerin ilgisini çektiğini söyledi.

Müzeye son periyotta bilhassa gençler tarafından ağır ilgi gösterilmesinden mutlu olduklarını lisana getiren Kaya, “Çok hoş bir bahçemiz var hem kara hem de deniz tarafında. Onun dışında bahçemizdeki limon kafesi, havuzu ve manzarasıyla toplumsal medyada çok tanınan hale gelmiş vaziyette. Müzemizin içindeki Şeker Ahmet Paşa Çay Salonu ve ikramlık eşya mağazası da ziyaretçilerimizin ilgisini çekiyor.” halinde konuştu.

Ensonhaber